Eleştiri hayatımızın her alanında bulunan unsurların başında geliyor. Peki, Eleştiri nedir? Eleştiri maddeler halinde özellikleri nelerdir? Eleştiri örnekleri gibi eğitim açısından tüm yönlerine bakalım.
Eleştiri (Tenkit) Nedir?
Eleştiri nedir, herhangi bir tür örneği için yapılan olumlu ya da olumsuz değerlendirmeler bütününe Eleştiri nedir ya da bilinen bir diğer adı ile tenkit denir.
Tenkit yapılır iken o konu ya da tür için gerekli araştırmalar geniş çaplı yapılır ve ardından olumlu ya da olumsuz bir fikir ortaya konur.
Eleştiri yapılan konular, tarihi, idari, bilimsel, iktisadi, ilmi ya da fenni olabilir.
Bu konular ile ilgili geniş çaplı araştırmalar yapılarak zıttı ya da lehte konulara temas edilerek okuyucular ile paylaşılır.
Eleştiri de amaç, yapıt ile ilgili zayıf ya da güçlü yönlerin ortaya çıkarılması ve o yapıtın o değerlendirme nihayetinde gerçek değerinin saptanmasıdır.
Tabii ki eleştiri kişisel çıkarımlardır. Hemen hemen tüm yazarlara göre değişkenlik gösterir. Ama burada eleştiri yazarı yani bir diğer adı ile eleştirmen, kaynak göstermek zorundadır. Tabii ki bu kaynağın sağlam olması ilkesi, eleştirinin en önemli özelliğidir.
Bu noktada aklınıza şöyle bir soru işareti gelebilir: Madem tüm yapıtlar kaynak gösterilerek eleştiriliyorsa; neden herkese göre değişebilir? Bu aşamada, kaynağın sorgulanması ve yorumlanması aşaması bu kanıyı değiştirebilir.
Zira, tüm yazarlar aynı “kaptan yemek yemez” ve doğal olarak onlar için kesin genel geçer olan bir şey bir diğer yazar için olmayabilir.
Eleştiri Nedir, Yazı Türleri Nelerdir ?
- İzlenimsel (empresyonist) eleştiri: Anatole France (Anatol Frans) ile özdeşleşen bu tenkit özelliği, eleştirmenin kendi dünya fikrine bağlı kalarak ortaya koyduğu sentezleri ifade eder. Burada kaynak gösterimi ikinci plandadır.
- Ve yazar kendi kişisel argümanları ile eleştirisinin tabanını oluşturmaya çalışır. Bu tür eleştirilerde kişisel, öznel, yargılar ağırlıktadır. Bu sebeple günümüzde izlenimsel eleştiri edebiyat dünyasından pek barınamamıştır.
- Nesnel (bilimsel) eleştiri: Eleştirilerin yapı, üslup ve ahenk bakımından eleştirilmesi ön plandadır. Ve yazarın diğer konulara pek değinmediği, anlam olarak neleri ifade etiiği önemsenmeyen yazın türüdür. Bu eleştiri türünde, bütün eserlerin değerlendirilmesinde kullanılacak ölçütler vardır.
- Bu nedenle eleştirmen, kişisel ve öznel yargılara varmaktan kaçınır. Bilimsel araştırmalardan faydalanarak, eseri tarafsız ve objektif bir şekilde değerlendirir.
- Eseri, tam olarak objektif bir şekilde kendi beğenip veya beğenmemesi umurunda değildir, kendi duygularını dışarıda tutarak, eserin sanat değerini ortaya koymaya çalışmaktadır.
Eleştirinin Özellikleri Maddeler Halinde
- Eleştiri yapılırken, kişisel ihtiras ve amaçlarından arındırılarak eleştiri yapılmalıdır. Bu noktada yazarın nesnel bir dil kullanması beklenir.
- Eleştiri bilimsel bir yazın türü olduğu için kanıtlar ön plandadır. Ve bu kanıtlar sadece yorumlamada değişkenlik gösterilebilir.
- Eleştiri yazılarının en büyük özelliği tarafsızlıktır. Bir parti ya da gruba yakın birinin kendi grup ya da partisi ile ilgili yapacağı eleştiri pek de umursanmaz.
- Eleştirinin en büyük özelliklerinden biri de, açık ve sade anlatıma sahip olmasıdır.
- Eleştiriyi diğer yazın türleri ile birleştiren bir unsur; eleştirinin belirli bir plan çerçevesinde oluşturulmasıdır. Ve bu da yazarın kendi belirlediği perspektifte gelişir.
- Eleştiri yazıtlarında düşünceyi geliştirme yolları sık olarak kullanılır ve tekrarlanır.
Türk Edebiyatının En Önemli Eleştirmenleri:
Yahya Kemal, Ahmet Haşim, İsmail Habip Sevük, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Mehmet Doğan, Enis Batur, Bedrettin Cömert, Cemil Meriç, Nihat Sami Banarlı ve Kenan Akyüz Edebiyatımızda ki en önemli eleştirmenlerden yalnızca birkaçıdır.
Eleştiri türü Türk edebiyatına fıkra sohbet, makale, deneme gibi Batıdan Tanzimat Döneminde geçmiştir. Bakıldığında ilk başlarda dil ile ilgili eleştiriler yazılmıştır.
Daha sonra özellikle Recaizâde Mahmut Ekrem ve Namık Kemal, eleştiri türünün önünü açmıştır. Türk edebiyatında ilk eleştiri yazısı Namık Kemal’in Lisan-ı Osmaninin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazatı Şamildir adlı yazısıdır.
İlk eleştiri eseri yine bakıldığında Namık Kemal’e ait olan ve Ziya Paşa’nın “Harabat” şiir antolojisini eleştirdiği eseri Tahrib-i Harabat’tır. Servet-i Fünun Edebiyatı döneminde ise Batı tarzında eleştiriler olmuştur.
Dünya Edebiyatının En Önemli Eleştirmenleri:
Gustave Lanson,Sainte-Beuve, Cariyle, Brunetier, Ruskin, Remy de Gourmont, Anatole France, Taine, Lessing, Jules Lemaitre,Hazlitt ve Belinski en önemli Çağdaş Dünya Edebiyatı eleştirmenleri olarak kabul edilir. Dünya edebiyatında eleştiri baya bir zaman, ”kusur bulmak” gibi karşılanmıştır.
Bakıldığında eleştiriyi öznel olarak herkese göre değişen değil de, onu belirli bir kalıba sokarak ona göre değerlendirmek gerektiği düşüncesi 19. yüzyıldan itibaren yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu arada özellikle edebiyat akımları döneminde ise eleştiri, bir tür olarak karakteristik özelliğini kazanmıştır.
Eleştirinin Edebiyata Faydaları
Esasında eleştiri pek de dikkate alınan bir yazın türü değildir. ”Ben” merkezli yazarların bu önemli yazın türünü ya da bilimini pek de dikkate almadıkları görülebilir. Ama normal durumda, eleştirinin edebiyatın gelişmesi için çok yönlü faydası vardır.
Zira, eleştirilere açık bir yazar ya da yapıt, bunları dikkate alarak daha iyi bir iş çıkarabilir ve sonrasında daha iyi bir yazı ortaya koyabilir.
* Yorumların Onaylanması İçin Türkçe Yazım Kurallarına Dikkat Edin!